Antalya il merkezine 83 kilometre mesafedeki Manavgat
Şelalesi, adını içinde bulunduğu ilçeden alıyor. Kış aylarında yoğun debisinden
dolayı şelale özelliğini kaybederek delice akan bir ırmağa dönüşen Manavgat,
bahar aylarından itibaren normal akışına kavuşuyor. Mayıs ayıyla birlikte beş
metreden düşmeye başlayan şelale, yüksekliğinden çok geniş bir alana yayılan
görünümüyle hayranlık uyandırıyor. Manavgat Çayı antik dönemde Melas adıyla
anılıyordu. Çayın kaynağı Batı Toroslar’ın Seydişehir ve Beyşehir gölleri
arasında kalan yükseltisi Şeytan Dağı’nın (2130 metre) yamaçlarından geliyor.
Sarp kanyonlardan geçen suyun yolculuğu, bir mağara içinden ansızın çıkan
Dumanlı kaynağı ile birleşerek asıl gücüne erişiyor. Geçmiş yıllarda üzerine
Oymapınar ve Manavgat barajlarının yapıldığı Manavgat Çayı, etkisinden bir şey
yitirmeden adını verdiği şelaleyi besliyor yıllardır. Şelale yakınlarındaki
sukemerlerinin varlığı, bölgenin insanlık için önemini vurgulayan en önemli
kanıt. Yüzyıllarca Pamphylia kentleri Seleukia ve Side’ye su taşıyan Manavgat
Çağlayanı, günümüzde turizme hizmet ediyor. Ağaç dallarının kollarını sulara
uzattığı şelale bölgesi restoranlar, kahveler ve hediyelik eşya satan
mağazalarla dolu. Burada dinlenirken yemyeşil suyun küçük girdaplar yaparak yol
alışını izlemek insana doyumsuz bir keyif yaşatıyor.